9 Nisan 2013

Yap Boz!



Beşiktaş dün ligin zorlu diyebileceğimiz takımlarından Bursaspor ile karşılaştı. Bu sezon şampiyon olmuş takımlara karşı 7 maçta aldığı tek galibiyet, önemli isimlerin sakatlıkları ve takımın ikinci devre gösterdiği başarısız performans düşünüldüğünde bu maçın aslında nasıl biteceği belli gibiydi.Sahaya çıkan oyunculara bakıldığında dikkat çeken isimler stoperdeki Escude, uzun zaman sonra forma bulan Pektemek ve orta alanın sağındaki Oğuzhandı. Bunlara ek olarak bir de Akgün sahadaydı. 


Bu kadroya karşı Bursaspor, başta Kasımpaşa olmak üzere diğer takımların uyguladığını denedi ve bütün oyunu sağ tarafından yönlendirdi. Yakalanan bir çok pozisyonun ardından goller geldi ve Bursaspor 45 dakikada maçı kopardı. Beşiktaş ilk şutunu 44.dakikada Pektemeğin ayağından buldu. Deplasmanda oynanan Fenerbahçe maçının adeta bir kopyası yaşandı.


Stoperde Escude tercihinden çok, anlamsız bulduğum konu bu takımın tandem sorunu. Sene başından beri defalarca değişti durdu. Sivok dışında diğer oyuncuların kalitelerini yetersiz bulsam da, bir takımın en kritik bölgesiyle bu denli oynanmasına anlam veremiyorum. Sonuçta istikrarsızlık daha büyük bir sorun. Rakiplere baktığımızda bunu çok daha iyi görebiliyoruz. Bu istikrarsızlık, kalitesizlikle birleşince başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Üzerinden 20'den fazla sene geçmesine rağmen hafızalarda yer edinmiş Baresi, Costacurta, Maldini ve Tassotti dörtlüsünü unutulmaz kılan da bu değil midir? Lig bitiyor ama Beşiktaş hala ideal bir dörtlüyü bulamadı!


Orta alana baktığımızda da karşımıza Veli diye bir kardeşimiz çıkıyor. Bu arkadaşımızın vasıflarının ne olduğunu ben hala anlamıyorum. Teknik kapasitesi yok, oyunu okuma yeteneği yok, kontrol yok, şut yok, dikine oynayamıyor. Kimilerine göre sert ve kesici bir isim. Bu maçta da muhtemelen bu yüzden oynadı. Rakibin en tehlikeli adamı Batalla'yı durdurmaktı görevi. Peki gollere baktığımızda Veli nerede? Batalla 20-30 metrede rahatlıkla ilerlerken, Veli ondan çok uzaklarda. O zaman soruyorum neden bu arkadaşımız hala bu takımda forma giyebiliyor? Benzer durumlar bir çok oyuncu içinde geçerli. Farklı mevkilerde oynayabiliyormuş gibi gözüken ama hiç bir pozisyonda bu takımda oynamayı hak etmeyen bir çok oyuncu mevcut. 


Sahaya çıkan oyunculara baktığımızda Beşiktaş yaklaşık 27 yaş ortalamasından oluşan bir 11 ile sahadaydı. Sezonun uzunca bir bölümünde de rakam bu civarlarda oldu. Bu takımın bir yarış içinde olduğu sonucunu çıkarmak yanlış olmaz. O zaman beklentide, değerlendirmede o doğrultuda olur. Sırf bu yüzden genç isimler şans bulamıyorsa, hocadan başarı beklemek bu asırlık çınarın hakkıdır. Sonuçta bu sezon sadece ligde mücadele eden Beşiktaş başarısız olmuştur. Eğer bir yapılanmaya gidilmiş olsa ve tercihlerde genç, umut vaadeden isimler forma şansı bulmuş olsa, durum çok daha farklı olabilirdi. Bu şekilde kayıp bir sezon oldu. Ne ligde, ne kupada bir başarı sağlandı, ne de alttan gelen isimler şans bulabildiler. 


Hocanın özellikle yenilgilerden sonra söylediği bir şey var, kadrom yetersiz. Yaklaşık 25 milyon €'luk maaş alan bir takımın ve kadrosundaki isimlerin çoğunun üst düzeyde futbol oynamış isimler olduğunu da unutmayalım. Beşiktaş üç kulvarda yarışan bir takım olsa hak verebilirim bu söyleme ama tek kulvarda ilerleyen bir takım için bu söylem benim için anlamsızdır. Geçen sezon şampiyon olan Galatasaray'a bakıldığında da takımın 15-16 isimle sonuca gittiğini net bir şekilde görebiliriz. Sakatlıklar konusunda da sorumlu kendi kondisyonerleri ve sağlık ekibidir. A takımda forma giyen 27 isimden Erkan Kaş dışında hepsinin sakatlık yaşamasını başka türlü değerlendirmek mümkün değil!

 Özellikle sezonun ikinci devresinde ortaya konan oyun ve anlayış Aybaba ile olmayacağını çok net bir şekilde göstermiştir. Yönetimin kısa sürede gerekli çalışmayı yapıp, şimdiden gelecek sezon için teknik ekip başta olmak üzere, takım içindeki safralardan da kurtulup doğru bir yapılanma ile uzun soluklu bir atılım gerçekleştirmesi şart. Geçen her saniye Beşiktaş'ın aleyhine işlemektedir.