28 Ekim 2012

Ötekiler 1-3 Feda

Beşiktaş üst üste galibiyetsiz bitirdiği haftaların ardından lige iyi başlangıç yapan Kasımpaşa ile karşılaştı. Rakip sene başında kadrosuna kattığı Fabian Ernst, Kalu Uche, Andreas İsaksson gibi kaliteli yabancıları ile ligin önemli ekiplerinden biri oldu. Beşiktaş'ta ise aksine kadro, geçmiş sezonlara göre kağıt üzerinde daha zayıf bir şekle bürünmüştü.

Aybaba diğer maçlarda olduğu gibi son maçta olumlu işler yapan takımı bozmama geleneğini sürdürdü ve Trabzonspor maçının ikinci devresindeki kısmen başarılı ekip ile sahaya çıktı. Rakip ise yeni teknik direktörleri Shota'nın önderliğinde, geçmiş teknik ekipten kalan mirasa sahip çıkarak kadroda fazla bir değişiklik yapmadan oynamayı tercih etti.

Beşiktaş geçen hafta kaldığı yerden aynen devam ederek başladı. Orta sahada Oğuzhan ve Fernandes'in başarılı performansları, karşılıklı pas alışverişleri takımı hücuma çıkarmak konusunda çok etkili oluyordu. İlk net pozisyonda Oğuzhan'ın Olcay'la paslaşması sonucu gelen atak oldu. Oğuzhan'ın pozisyon öncesinde Uğur'dan gelen topa dokunmayıp aynı anda Elyasa ve Ernst'i şaşkın bırakması ise klasına yakışır, ince bir hareketti.

Baskı devam ederken kanatları sene başından beri yeterince etkili kullanamayan siyah beyazlılar, bu konuda en beklenmedik oyuncusu Holosko'dan harika bir orta sonucu Almeida'nın harika kafa vuruşu ile öne geçti. Holosko'nun topu bakarak ve bilerek adrese yolladığını belirtmek gerekir. Aynı şekilde Almeida'nın da kafası ile topu atılabilecek en iyi noktaya atmasıda çok değerli. İlerleyen dakikalarda bu sefer Almeida ortalamış ama Holosko içeri yaklaşıp net vuruşu yapamamıştı.

Skor avantajını ele geçiren Beşiktaş geçmiş sezonlardan farklı olarak geri çekilmiyor artık. Bu da dikkat edilmesi gereken önemli bir ayrıntı. Takım olarak bu zamanlarda biraz dağınık ve panik halinde bir görüntü çiziyor olsa da, niyetin süreklilik olması gelecek adına çok önemli. Beşiktaş bu baskıyı sürdürdüğü sıralarda harika bir gol daha attı. Önce Hilbert topla ceza sahasına girdi ve Kasımpaşa savunmasının dengesini bozdu. Bu karambolde Almeida topu Holosko'ya ulaştırdı ve Filip başarısız bir şut çekti. Rakip topu uzaklaştırınca atak bitti derken, topu tekrar kazandı Beşiktaş ve Oğuzhan atağa yön veren isim oldu. Sırasıyla  Oğuzhan-Fernandes-Oğuzhan-Olcay-Almeida-Olcay paslaşmasına tanık olduk. Bahsettiğimiz pas trafiği 3-4 saniye yoktu bile. Bu Barcelona gibi paslaşmalar sonucunda Olcay geçen hafta olduğu gibi kaleci ile baş başa kaldı ve bu sefer çalım atmayı denedi ama yine başarılı olamadı. Bu sefer farklı olarak olay yerinde Fernandes vardı ve skoru iki sıfıra taşımayı başardı. Bu gol aynı zamanda bazı detayları gözler önüne serdi.

Bu golü bu kadar detaylı atkarmamın bir kaç sebebi var. Öncelikle bu pas trafiğini maç içinde özellikle Olcay, Oğuzhan ve Fernandes'in kurduğu küçük üçgenlerde defalarca yaptığını görme şansımız oldu. Topa hükmetme konusunu haftalardır yazıyorum ve ismi geçen bu çocuklar, bu işi çok iyi yapabileceklerini ve bir arada uyum içinde oynayabileceklerini göstermiş oldular. Aynı şekilde Almeida'dan faydalanarak ceza sahasına girmenin ne kadar kolay olduğunu da göstermiş oldu bu pozisyon. Bunun dışında Olcay'ın ve Holosko'nun ofansif anlamda skora etki etmek konusunda yeterli olamayacağını da bir kez daha görmüş olduk. Olcay'ın bu yönünü insanların bilip, ona göre değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendisi geldiğinde burada hakkında yazdığım yazıda da özellikle bu konuya değinmiştim. Bir başka önemli konu ise, başarısız atağın ardından, oyunu geriden kuran isimdi. Normalde oyuncular bu durumda ilk olarak Fernandes'i ararken, artık bu işi yapabilecek bir Oğuzhan var. Oğuzhan'ın topu ileri taşıması, aynı zamanda Fernandes'i de daha çok ceza sahasına itmiş oluyor ve gol yollarında etkili olmasını sağlıyor.

Skor avantajını iyice ele geçiren Kara Kartal aynı Galatasaray maçında olduğu gibi rakip takımın kazandığı kornerde inanılmaz bir savunma zaafı gösterince skor kısa süre sonra 2-1'e geldi. Alan savunması yapmak doğru bir tercih olsa da, bu konuda yeterince çalışılmadığı gözlerden kaçmadı. İlk yarıda akıllarda kalan bir başka detay ise, topu gelişi güzel uzaklaştıran Uğur'un Aybaba'nın tepkisinin ardından verdiği yoruldum tepkisiydi.

İkinci devrede Kasımpaşa biraz daha hareketli olsa da, maçın genel görüntüsü değişmedi. Beşiktaş önce üçüncü golü buldu, ardından da sayısız gol pozisyonuna girdi. Bir kez daha net vuruş konusundaki eksiklikler gözden kaçmadı. Almeida'nın baş başa kaçırdığı pozisyon da bunlardan bir tanesiydi. Sonuç itibari ile Beşiktaş haftalar sonra kazanmayı başardı ve puan farkının açılmadığı şu süreçte çok büyük bir kayıp yaşamamış oldu.

İstatistiksel anlamda Olcay, Oğuzhan ve Fernandes'in en çok koşan üç futbolcu olması ve ceza sahasına ortalarda yakalanan % 63'lük oranın genel ortalamaya göre yüksekliği önemliydi. Bu başarıda beklerin katkısının olmaması ise oldukça düşündürücü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder