2 Eylül 2012

1.9 0-3 Beşiktaş

Beşiktaşlı normalde alışık değildir böylesi maçlara ve skorlara. Son senelerde arada bir yaşar oldu bu duyguyu, oysa seneler önce 4-5-6 olsun diye besteler yapılırdı bu takıma. Kara kartal 33 dakika içinde maçı kazanmayı bildi. Sezon içinde devamı gelir mi bilinmez ama skorun bu kadar çabuk kazanılmasında oyuncuların istek ve arzusu belirleyiciydi.

Aybaba maça, derbide sorun yaşayan savunma hattında ufak bir değişiklikle başladı. Orta alanda Toraman'dan boşalan yeri de Necip ile doldurdu. Hücum hattındaki zorunlu değişikliğin dışında, tek fark kalede oldu. Milli takıma davet edilen Cenk, kaleyi İskoç McGregor'a bırakmıştı. Kendisinin kalitesini hem Rangers'ın Avrupa maçlarından, hem de İskoçya milli takımından biliyoruz. Rakibin seviye olarak yetersiz kalması sebebi ile kendisini taraftara göstermeye pek fırsatı olmadı ama yine de maç içindeki soğukkanlılığı ve oyunu zaman zaman sakinleştirmeyi bilmesi ile tecrübenin kalede ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispat etti. 

Beşiktaş maça orta sahadaki direnci sayesinde iyi başladı ve kısa süre sonra takımın şefi Fernandes'in golü ile 1-0 öne geçti. Burada dikkat çeken Beşiktaş'ın futbol iştahıydı. Bu isteğe karşı, Karabüksporlu oyuncular maç başlamadan bitse de gitsek kıvamında bir oyun sergiliyordu sanki. Sağdan bindirme yapan Hilbert'in karşısındaki Shelton'un tutuk kalması, ceza sahasına süzülen Fernandes'e Mabiala ve Kaan'ın eşlik bile etmemesi bunun en güzel örnekleriydi. 

Rakip bu denli oyundan kopuk olunca, ister istemez bu takıma da yansıdı. Belli bir süre sonra motivasyonda düşüşler yaşandı. Kısa süre sonra Lualua bunu fırsata çevirdi ama arka direkte sakat bir şekilde sahada yerini alan Shelton topu direğe nişanladı. Pozisyon gol olsa da pek bir şey değişmezdi diye düşünüyorum, çünkü Karabükspor sahada olmak istemiyordu.

Oyun tekrar Beşiktaş'ın istediği kıvama gelen zaman dilimlerinde, Uğur Boral orta sahadan aldığı topla Lualua ve İshak'ın arasından çok rahat bir şekilde geçti ve ters ayağı ile attığı golle bizlere İbrahim Üzülmezi hatırlattı. Rakibin dirençsizliğinin golde payı büyük olsa da, bu denli isabetli bir şutu çıkarmakla alkışı hak ediyor. 

Beşiktaş skor avantajını ele geçirdi derken, kısa süre sonra gelen Fernandes'in ikinci golünün ardından çalan hakemin düdüğü maçın gayrı resmi bitişi anlamına geliyordu. Batuhan'ın goldeki çabası, maçın en güzel olaylarından biriydi. Maç içinde devamlı Fernandes'i araması, onunla yardımlaşma isteği Beşiktaş'ın hücumdaki zenginliği için çok önemli ve değerliydi. Defans arkasına bıraktığı pas, atacağı bir golden çok daha değerli oldu böylece.

Oyunun ikinci devresinde de rakip her hangi bir gayret içinde bulunmayınca ve gücü de yetmeyince maçı Beşiktaş beklenenden çok daha rahat bir şekilde bitirdi. Oyuna daha sonradan giren Oğuzhan'ın ve baskıları ile Beşiktaş'a hayat veren Olcay'ın pozisyonları da oldukça önemliydi. Oyuncuların skordan bağımsız bu denli arzulu olmaları Beşiktaş için önemli bir artı. 


Skorun cazibesi yine de bizleri aldatmamalı ve Beşiktaş'ın çok uzun bir yolu olduğu gerçeği unutulmamalı. Önemli olan Aybaba'nın tam anlamı ile kadrosunu oturtana kadar geçecek zaman diliminde, bu tip maçları kayıpsız atlatmalı. 

2 yorum:

  1. Ellerine sağlık..Hep böyle bol galibiyetlerin analizleriyle dolu bir sezon geçirmek dilekleriyle ...

    YanıtlaSil
  2. Tesekkürler Özkan. Güzel bir sezon olur umarim.

    YanıtlaSil