9 Haziran 2012

Oğuzhan Özyakup (19)





Trabzonlu bir ailenin çocuğu olan Oğuzhan Özyakup, futbola Zaandam şehrinin yerel takımlarından biri olan Zaandam Türkspor'da başlıyor. Kısa süre sonra başka amatör ekiplerde forma giydikten sonra, AZ Alkmaar'ın seçmelerine katılıp, AZ bünyesine dahil oluyor. Burada sergilediği performanstan sonra, Hollanda genç takımına çağrılıyor. Hollanda ile katıldığı turnuvalarda sergilediği başarılı performans sonunda Arsenal'e kadar yükseldi Oğuzhan. 


Oğuzhan Özyakup'u Türkiye ilk olarak, 2009'daki U-17 Avrupa Şampiyonasında tanıdı. Milli takımımızın da katıldığı turnuvada rakiplerimizden biri de Hollandaydı. O takımın orta sahasında  kolunda kaptanlık bandıyla bir maestro gibi takımına yön veren, 10 numara giyen bir çocuk vardı. İşte o çocuk büyüdü ve önce AZ Alkmaar'dan Wenger'in Arsenaline, ordan da Beşiktaş'a transfer oldu.

Bir çok önemli kulübün takip ettiği Almanya'daki 2009 U-17 Avrupa şampiyonasının en iyi takımlardan biri olan Hollanda ile finale kadar çıktılar ve finalde şansız bir şekilde Almanya'ya kaybettiler. Aynı turnuvada bugün önemli takımlara yükselmiş Castagnios, Ter Stegen gibi isimlerin dışında, Euro 2012'de forma giyecek Götze gibi isimlerde yer almıştı. Hollanda'nın da en iyi isimlerinden bir tanesi de Oğuzhan Özyakup'tu. Bütün maçlarda forma giymiş ve oyunun hem defansif, hemde ofansif yönünü oynayabildiğini göstermişti. Ayrıca Hollanda milli takımları düzeyinde yabancı kökenli ilk kaptan olması da önemliydi. Bunun dışında takımdaki diğer oyunculara göre daha genç olmasını da belirtmekte yarar var. Turnuvadan sonra da Sampdoria,Genova gibi birçok takımla beraber Arsenal'den de teklif aldı. Tercihini genç oyunculara verdiği şansı ile meşhur Arsene Wenger'in takımına gitmekten yana kullandı.




Arsenal sürecine geçmeden AZ Alkmaar dönemine de değinmekte fayda var. Kendisi Zaandam şehrinde top koştururken, AZ'nin seçmelerine katılıyor ve kadroya dahil oluyor. Yaşadığı şehir ile Alkmaar'ın arası nerden baksan 30km. Her gün takımın görevlendirdiği bir servis onu evinden alıp okula, okuldan antremana ve akşamda tekrardan evine bırakıyormuş. Genç yeteneklere verilen değeri görmek açısından çok güzel bir örnek. Daha bir kaç hafta önce Lübeck takımının alt yapısında oynayan 11 yaşındaki genç bir Türk çocuğu için benzer bir uygulamayı Hamburg'un da yaptığına tanıklık ettim. Ufak ama önemli bir ayrıntı olduğunu düşünüyorum.




Arsenaldeki ilk senesinde adaptasyonla geçirmiş olduğu için çok sanş bulamasa da, Hollanda ile bir başka önemli turnuva olan U-17 Dünya Kupasında forma giydi. Aynı turnuvada Türkiye'de yer almıştı. Başta Sezer Özmen, Furkan Şeker, Muhammet Demir gibi isimlerinde yer aldığı milli takım çeyrek finale kadar yükselmiş, burada penaltı atışları sonrası Kolombiya'ya elenmişti. Aynı Kolombiya grup maçlarında Hollanda ile aynı gruptaytı. Oğuzhan Özyakup'un penaltıdan golüne rağmen, Kolombiya maçı 2-1 kazanmayı başarmıştı. Diğer maçlarda da istenilen sonuç gelmeyince Hollanda gruplardan yükselemeyip, turnuvaya erkenden veda etmişti. Turnuvayı Oğuzhan Özyakup özelinde değerlendirirsek, bir önceki turnuva gibi oldukça başarılı geçti diyebilirim. 


Arsenal süreci ise ilk olarak U-17 takımında başladı. Ertesi sezon ise rezerv takımına dahil oldu. 3 sene boyunca burada forma giydi. İlk gelişinde uyum konusunda zorluk çektiğini dile getirse de, Arsenal'in oyuncuları ilk 6 ayları boyunca haftada bir, iki günlüğüne ailelerini görebilmeleri için ülkelerine yollamasının faydası olduğunu dile getiriyor. Bu süreçte ayrıca oyuncular ikişerli,üçerli gruplar halinde gönüllü ailelerin yanında kalıyorlar ve İngiltere'ye adapte olma süreçleri hızlanıyor. Bu süreçte kendisine çocukluğunu yabancılarla büyüyerek geçirmiş bir başka Hollandalı Robin Van Persie'nin de katkısı olmuş. Ondan övgüyle bahsediyor.




Hiddink'in yönetiminde Avrupa'daki oyuncuları milli takıma kazandırma harekatı sırasında kendisi ile de görüşülmüş. İlk etapta dahil olmasa da, ilerisi için yeşil ışık yakmış ve artık milli takım için ter dökecek. En son çağrılan U-21 kadrosunda da bu sebeple yerini aldı. Hiddink belki istediklerini burada başaramamış olabilir ama Mehmet Ekici, Ömer Toprak, Sercan Sararer gibi isimlerin ikna edilmesinde önemli katkılar vermiştir. Buna ikna edemediği Emre Can, Samet Yeşil gibi isimlerde dahil.

Oğuzhan'ın en dikkat çeken özelliği topa hakim yapısı ve doğru pas tercihleri. Oyunu çok iyi okuyabildiği için geriden oyun kurmada, bu yetenekleri oynadığı takıma ciddi katkı veriyor. Aynı şekilde ileri doğru topla hızlı çıkışlarıda da başarılı olması, takımı ileri taşıması açısından da önemli. Duran toplardaki yeteneği de hiç küçümsenmeyecek kadar iyidir.


En son geçen sene oynanan U19 Hollanda-İngiltere arasında oynanan hazırlık maçında ve Arsenal'in Lig kupası ilk turunda Shrewsbury maçında izleme şansım olmuştu. Bu özelliklerini hala koruduğunu, hatta daha çok geliştirdiğini söyleyebilirim. Bunda Arsenal sürecinin ciddi katkısı olduğu tartışılmaz. Zayıf noktası olarak ise, son vuruşları henüz olması gerektiği kadar iyi değil. Fizik olarak ülkemizdeki gençlerden çok daha gelişmiş olsa da, Arsenal ölçüsünde biraz zayıf kaldığını da belirtmekte fayda var. Ben kendisini idolü Fabgregas'tan çok, Nuri Şahin'e benzetiyorum.

Geçen sezon Chelsea'nin rezerv takımından Hamburg'a transfer olan Gökhan Töre örneğinde görüldüğü üzere bu tarz transfer hamlelerini çok doğru buluyorum ve şimdiden heyecanla Oğuzhan'ı izlemeyi bekliyorum. Pas trafiğinde ciddi sorunlar yaşayan Beşiktaş'a ciddi katkıları olacağından hiç süphem yok. Umarım adaptasyon sürecini çabukca atlatır ve uzun süre ilk 11'in değişilmezi olur.

Yaş: 19
Boy: 180cm



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder