1 Mayıs 2012

Bundesliga`da 33.Hafta

                   
                                         Raul çocukları Jorge(10), Hugo(7), Hector(4), Mateo (4) ve Maria** 




Ligde sona gelirken artık çoğu takımın yeri belli gibiydi. Bu açıdan önemli olan maçlardan bir taneside Schalke 04- Hertha Berlin maçıydı. Hertha’nın düşmemesi ve play-out maçına çıkabilmesi için Köln’ün kaybetmesi ve Hertha’nın maçı kazanması gerekiyordu. Schalke’de Şampiyonlar Ligine doğrudan katılma yarışında Gladbach’a karşı avantajlı olan Schalke’de kazanıp rahatlamak istiyordu.

90 dakika tamamen Schalke’nin kontrolünde geçti. Hertha ceza sahasına girip kaleye şut çekti mi, emin değilim. Diğer yanda Huntelaar gol krallığında, Bayern’li Gomezle yarışıyor. Bu maçta attığı iki golle 1 gol farkla öne geçti. Kaçırdıkları ile beraber hattrick yapamamış olması üzücü. Ama maçın adamı Gelsenkirchen’de son maçına çıkan Raul oldu. Golü ile veda etti. Ne zaman Raul’u izlesem aklıma hep Guti gelir. Biz bunu neden başaramadık diye düşünür, üzülürüm. Yazık oldu...

Hertha’nın yönetimsel anlamda hatalarına Lucien Favre yazısında da değinmiştim. Aynı zihniyet bu takımı üst lige çıkaran Babbel ile yolları ayırdı, sonra yerine Skibbe’yi getirdi. Çok geçmeden de yerine Rehhagel’i getirdi. Böyle bir yönetimle Rehhagel değil, Yunan tanrısı Herakles* gelse kurtaramaz Hertha’yı.

Diğer önemli karşılaşma ise Freiburg ile Köln arasında oynandı. Köln en azından 1 puan alıp play-out için yerini sağlamlaştırmak istiyordu. Maça iyi başlayan taraf Köln oldu ama serbest vuruş sonrası topla çok hızlı çıkan Freiburg skoru 1-0’a getirmeyi başardı. Köln daha sonra oyuna Novakoviç’i alarak daha ofansif bir yapıya büründü ve yeni Arsenalli Podolski ile skoru 1-1’e getirdi. Maça denge geldi derken maçın adamı Caliguiri’nin harika ortasında Guede ile skoru tekrar 2-1’e getirdi. Köln yorulmaya başladı ve Freiburg sonlara doğru önce Caliguiri ile skoru önce 3-1’e, uzatmalarda da 4-1’e getirdi.

Şampiyon Dortmund ise sonuncu Kaiserslautern ile karşılaştı. Lautern şanslı bir şekilde skoru 1-0’a getirse de Dortmund hemen Barrios ile cevap verdi. Ardından üstün oyununu sürdürüp 1-2 öne geçmeyi başardı. Lautern sene başından beri hep olduğu gibi oyundan çabuk kopunca, maç 2-5 bitti. Barrios hattrick yaparak nasıl bir golcü olduğunu herkese hatırlattı. Umarım yazıldığı gibi Çin’e gitmez ve biz onu yakından izlemeye devam ederiz.

Avrupa’da Real zaferi ile iyi bir hava yakalayan Bayern ise Stuttgart ile karşılaştı. Kalede sezon sonu ayrılacak olan Butt forma giydi. Bayern gayet iyi bir futbol sergiledi ve hızlı çıktığu kontra sonrasında Stuttgart defansının büyük hatasında Gomez’in golüyle 1-0 öne geçti. Maç boyunca bir çok pozisyona giren Bayern bunlardan yararlanamadı ama uzatmalarda yakaladığı bir başka kontra atak sonucu Müller ile skoru 2-0’a taşıdı. Maçta yeni sezon giyilecek olan Bayern forması tanıtıldı. Ben pek beğenmedim açıkcası. Gomez’in eski takımı Stuttgart’a karşı performansı ise çok ilginç : 7 maç 9 gol.

Son haftalarda en iyi oyun sergileyen takımlardan Leverkusen, Hannover ile karşılaştı. Maç 90 dakika boyunca ortada geçse de, sonlara doğru Leverkusen oyuna ağırlığını koydu ve ikinci devrenin flaş golcüsü Kiessling ile 1-0 öne geçti. Kiessling’in bu sezon attığı 13 golün 10 tanesi ikinci devrede attı. Kalan sürede de oyunu domine eden Leverkusen kazanmasını bildi. Maç sonu Rene Adler ve Michael Ballack ile taraftarlar vedalaştı.

Wolfsburg ile Werder Bremen maçı ise haftanın zevkli mücadelerinden birisiydi. Her ne kadar 15. saniyede Wolfsburg gole çok yaklaşmış olsa da, Bremen Pizzaro ve Rosenberg ile çokca pozisyon yakaladı. Wolfsburg’da Dejagah sakatlanınca, Magath onun yerine yaşlı kurt Salihamidziç’i aldı. Ne kadar doğru bir hamle olduğunu, dakika 40’da Salihamidziç’in attığı şık golle görmüş olduk.Devre bitti derken kazanılan duran topta Rosenberg’in attığı kafa golüyle devreyi 1-1 bitirmeyi başardı Bremen. İkinci devre oyunu domine eden Wolfsburg, Patrick Helmes’in iki golü ile maçı 3-1 kazandı.  Maç sonrası Magath’ın Löw’e yaptığı Helmes uyarısı önemliydi. Kendisi milli takıma girebilir mi sorusu üzerine ‘ Bence Löw’ün elinde Helmes tarzı bir golcü yok ’ diye cevap vererek gerekli mesajı verdi. Bremen cephesinde ise kaleci Wiese ve Marko Marin (Chelsea) ile yollar ayrılıyor. Allofs’un yaptığı konuşmalardan Chelsea’den bir iki transfer gelecek gibi duruyor.

Hoffenheim ile Nürnberg arasında oynanan maçta kaleci Starke’nin uzaktan gelen şutu sektirmesi sonucu Pekhart skoru 0-1’e getirdi. Kısa süre sonra Hoffenheim Beck ile durumu 1-1’e getirdi. Maç Hoffenheim’ın kontrolünde gibi görünse de Nürnberg yakaladığı hızlı kontralarla etikili oynuyordu ve kısa süre sonrada skoru Didavi ile 1-2’ye getirdi. Markus Babbel müdahele etmek zorunda kaldı ve Hoffenheim 4-4-2’ye geçti. Hemen ardından skora tekrar eşitlik geldi. Maçın skorunu ise açılışı yapan Pekhart belirledi ve Nürnberg deplasmanda kazanmasını bildi. M.Babbel’e maç sonrası Wiese’yi transfer edip etmeyecekleri soruldu. Kendisi ile görüştüğünü dile getirdi, bakalım Wiese Hoffenheim’a gidecek mi? Kaleci Starke’nin bu durumdan rahatsız olduğu her halinden belli.

Hamburg-Mainz ve Mönchengladbach-Augsburg maçları ise haftanın en vasat maçları oldu. Bu maçlardan akılda kalan 8 maçlık cezanın ardından sahalara dönen Guerrero ile 9 sene sonra Hamburg’a veda edecek Bundesliga’nın pas ustası Jarolim ve Mladen Petriç oldu. Maç boyunca iyi oynayan taraf Hamburg oldu. Gladbach maçında ise başarının arkasından gelen rahatlık sahaya yansıdı. Gladbach üstün oynasa da, gol yollarında etkili olamayınca maç başladığı gibi bitti.


* Yunan futbolseverler ona 2004`de yaşattığı başarılar sonrası Herakles’ten esinlenerek Rehakles adını vermişlerdi. 

** Raul'un çocukları isimlerini Jorge Valdano, Hugo Sanchez, Matthäus ve Hector`dan aliyor.


Hafta'nın takımı : Schalke 04


Hafta'nın kalecisi: Diego Benaglio


Hafta'nın golü: Karim Guede ( Freiburg 2-1 Köln )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder