Raul çocukları Jorge(10), Hugo(7), Hector(4), Mateo (4) ve Maria**
Ligde sona
gelirken artık çoğu takımın yeri belli gibiydi. Bu açıdan önemli olan maçlardan
bir taneside Schalke 04- Hertha Berlin maçıydı. Hertha’nın düşmemesi ve
play-out maçına çıkabilmesi için Köln’ün kaybetmesi ve Hertha’nın maçı
kazanması gerekiyordu. Schalke’de Şampiyonlar Ligine doğrudan katılma yarışında
Gladbach’a karşı avantajlı olan Schalke’de kazanıp rahatlamak istiyordu.
90 dakika tamamen Schalke’nin kontrolünde geçti. Hertha ceza
sahasına girip kaleye şut çekti mi, emin değilim. Diğer yanda Huntelaar gol
krallığında, Bayern’li Gomezle yarışıyor. Bu maçta attığı iki golle 1 gol
farkla öne geçti. Kaçırdıkları ile beraber hattrick yapamamış olması üzücü. Ama
maçın adamı Gelsenkirchen’de son maçına çıkan Raul oldu. Golü ile veda etti. Ne
zaman Raul’u izlesem aklıma hep Guti gelir. Biz bunu neden başaramadık diye
düşünür, üzülürüm. Yazık oldu...
Hertha’nın yönetimsel anlamda hatalarına Lucien Favre yazısında da değinmiştim. Aynı
zihniyet bu takımı üst lige çıkaran Babbel ile yolları ayırdı, sonra yerine
Skibbe’yi getirdi. Çok geçmeden de yerine Rehhagel’i getirdi. Böyle bir yönetimle
Rehhagel değil, Yunan tanrısı Herakles* gelse kurtaramaz Hertha’yı.
Diğer önemli karşılaşma ise Freiburg ile Köln arasında
oynandı. Köln en azından 1 puan alıp play-out için yerini sağlamlaştırmak
istiyordu. Maça iyi başlayan taraf Köln oldu ama serbest vuruş sonrası topla çok
hızlı çıkan Freiburg skoru 1-0’a getirmeyi başardı. Köln daha sonra oyuna Novakoviç’i
alarak daha ofansif bir yapıya büründü ve yeni Arsenalli Podolski ile skoru 1-1’e
getirdi. Maça denge geldi derken maçın adamı Caliguiri’nin harika ortasında
Guede ile skoru tekrar 2-1’e getirdi. Köln yorulmaya başladı ve Freiburg
sonlara doğru önce Caliguiri ile skoru önce 3-1’e, uzatmalarda da 4-1’e
getirdi.
Şampiyon Dortmund ise sonuncu Kaiserslautern ile
karşılaştı. Lautern şanslı bir şekilde skoru 1-0’a getirse de Dortmund hemen
Barrios ile cevap verdi. Ardından üstün oyununu sürdürüp 1-2 öne geçmeyi
başardı. Lautern sene başından beri hep olduğu gibi oyundan çabuk kopunca, maç 2-5
bitti. Barrios hattrick yaparak nasıl bir golcü olduğunu herkese hatırlattı.
Umarım yazıldığı gibi Çin’e gitmez ve biz onu yakından izlemeye devam ederiz.
Avrupa’da Real zaferi ile iyi bir hava yakalayan Bayern
ise Stuttgart ile karşılaştı. Kalede sezon sonu ayrılacak olan Butt forma
giydi. Bayern gayet iyi bir futbol sergiledi ve hızlı çıktığu kontra sonrasında
Stuttgart defansının büyük hatasında Gomez’in golüyle 1-0 öne geçti. Maç
boyunca bir çok pozisyona giren Bayern bunlardan yararlanamadı ama uzatmalarda
yakaladığı bir başka kontra atak sonucu Müller ile skoru 2-0’a taşıdı. Maçta
yeni sezon giyilecek olan Bayern forması tanıtıldı. Ben pek beğenmedim
açıkcası. Gomez’in eski takımı Stuttgart’a karşı performansı ise çok ilginç : 7
maç 9 gol.
Son haftalarda en iyi oyun sergileyen takımlardan
Leverkusen, Hannover ile karşılaştı. Maç 90 dakika boyunca ortada geçse de,
sonlara doğru Leverkusen oyuna ağırlığını koydu ve ikinci devrenin flaş golcüsü
Kiessling ile 1-0 öne geçti. Kiessling’in bu sezon attığı 13 golün 10 tanesi
ikinci devrede attı. Kalan sürede de oyunu domine eden Leverkusen kazanmasını
bildi. Maç sonu Rene Adler ve Michael Ballack ile taraftarlar vedalaştı.
Wolfsburg ile Werder Bremen maçı ise haftanın zevkli
mücadelerinden birisiydi. Her ne kadar 15. saniyede Wolfsburg gole çok
yaklaşmış olsa da, Bremen Pizzaro ve Rosenberg ile çokca pozisyon yakaladı. Wolfsburg’da
Dejagah sakatlanınca, Magath onun yerine yaşlı kurt Salihamidziç’i aldı. Ne
kadar doğru bir hamle olduğunu, dakika 40’da Salihamidziç’in attığı şık golle
görmüş olduk.Devre bitti derken kazanılan duran topta Rosenberg’in attığı kafa
golüyle devreyi 1-1 bitirmeyi başardı Bremen. İkinci devre oyunu domine eden
Wolfsburg, Patrick Helmes’in iki golü ile maçı 3-1 kazandı. Maç sonrası Magath’ın Löw’e yaptığı Helmes
uyarısı önemliydi. Kendisi milli takıma girebilir mi sorusu üzerine ‘ Bence Löw’ün
elinde Helmes tarzı bir golcü yok ’ diye cevap vererek gerekli mesajı verdi. Bremen
cephesinde ise kaleci Wiese ve Marko Marin (Chelsea) ile yollar ayrılıyor.
Allofs’un yaptığı konuşmalardan Chelsea’den bir iki transfer gelecek gibi
duruyor.
Hoffenheim ile Nürnberg arasında oynanan maçta kaleci Starke’nin
uzaktan gelen şutu sektirmesi sonucu Pekhart skoru 0-1’e getirdi. Kısa süre sonra
Hoffenheim Beck ile durumu 1-1’e getirdi. Maç Hoffenheim’ın kontrolünde gibi
görünse de Nürnberg yakaladığı hızlı kontralarla etikili oynuyordu ve kısa süre
sonrada skoru Didavi ile 1-2’ye getirdi. Markus Babbel müdahele etmek zorunda
kaldı ve Hoffenheim 4-4-2’ye geçti. Hemen ardından skora tekrar eşitlik geldi.
Maçın skorunu ise açılışı yapan Pekhart belirledi ve Nürnberg deplasmanda kazanmasını
bildi. M.Babbel’e maç sonrası Wiese’yi transfer edip etmeyecekleri soruldu.
Kendisi ile görüştüğünü dile getirdi, bakalım Wiese Hoffenheim’a gidecek mi? Kaleci
Starke’nin bu durumdan rahatsız olduğu her halinden belli.
Hamburg-Mainz ve Mönchengladbach-Augsburg maçları ise
haftanın en vasat maçları oldu. Bu maçlardan akılda kalan 8 maçlık cezanın
ardından sahalara dönen Guerrero ile 9 sene sonra Hamburg’a veda edecek Bundesliga’nın
pas ustası Jarolim ve Mladen Petriç oldu. Maç boyunca iyi oynayan taraf Hamburg
oldu. Gladbach maçında ise başarının arkasından gelen rahatlık sahaya yansıdı.
Gladbach üstün oynasa da, gol yollarında etkili olamayınca maç başladığı gibi
bitti.
* Yunan futbolseverler ona 2004`de yaşattığı başarılar
sonrası Herakles’ten esinlenerek Rehakles adını vermişlerdi.
** Raul'un çocukları isimlerini Jorge Valdano, Hugo Sanchez, Matthäus ve Hector`dan aliyor.
Hafta'nın takımı : Schalke 04
Hafta'nın kalecisi: Diego Benaglio
Hafta'nın golü: Karim Guede ( Freiburg 2-1 Köln )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder