9 Mayıs 2012

Durun siz kardeşsiniz!




Atletico Madrid ve Atletico Bilbao bugün Uefa Kupası finalinde karşı karşıya geldiler. Her iki takımda turnuva boyunca finali hak ettiklerini defalarca ispat ettiler. Atletico Bilbao başta Manchester United olmak üzere Schalke, PSG, Sporting Lizbon gibi takımları yenerken, Atletico Madrid ise Lazio,Hannover,Valencia ve Beşiktaş gibi takımları yenmişti.

Burada daha ilginç olan bir ayrıntı ise Atletico Madrid’in genel performansıydı. Final maçına kadar oynadıkları 18 maçta sadece bir kere deplasmanda Udinese’ye yenildiler. Kalan maçlarda attıkları gollerle ve futbolları ile turnuvanın ofansif anlamda en tehlikeli takımı olmayı başardılar.

İşler bu sezon ligde tam istedikleri gibi gitmeyince teknik direktörlüğe Manzano’nun yerine Diego Simeone getirildi. Manzano ile zaman zaman iyi oynasalarda kendilerini Diego Simeone ile buldular. Simeone ileri uçta çok güçlü ama geriye dönüşlerde ciddi sıkıntılar yaşayan Madrid’i takım kimliğine sokmayı başardı.

Bilbao’da ise en önemli faktör Marcelo Bielso nam-ı değer El Loco’nun varlığıydı. Bilbao’ya gelişi ile resmen takımın kimliğini değiştirdi. Kadrosunda hiç bir yabancı oyuncu bulunmayan, tamamı Bask kökenlilerden oluşan yıldız diyebileceğimiz 2-3 futbolcusu dışında sokakta görsek tanımayacağımız futbolcularla harika bir Uefa performansı sergilediler. Eldeki malzemeden en iyisini çıkarmayı başardı.

Bu maçın bir başka ilginç öyküsü ise bu iki takımın bir zamanlar aynı çatı altında mücadele eden ekipler olmasıydı. Zamanında Madridlilerin de beraber forma giydiği Atletico Bilbao ülkenin en başarılı takımlarından biridir. Sene 1903’de, takımın Bilbao’lu kısmı Copa Del Rey’e Madridli dostlarından habersiz katılırlar ve şampiyon olurlar. Buna çok sinirlenen Madridliler yeni takım kurmak isterler ve Atletico Madrid’i kurarlar. Logolarındaki benzerlikte buradan gelir.





Kadrolara bakıldığında favori Atletico Madrid olsa da maçın kolay geçmeyeceği izlenimi veriyordu. Sonuçta rakipleri çıldırtan bir Lorente,Munain ve Marcos sahadaydı.


Maça Atletico Madrid her zaman olduğu gibi inanılmaz derecede baskılı ve hırslı başladı. Çok geçmeden de, dakika 7’yi gösterdiğinde Madrid’in gol makinesi Radamel Falcao sahneye çıktı. Aynı oyunlarda atılan goller gibi çok şık bir vuruşla takımını öne geçirmeyi başardı. Bilbao bu kısa şokun ardından oyuna tutunmaya çalışsa da istedikleri pozisyonları yakalayamadı. Dakika 34’ü gösterdiğinde sahneye Arda’nın pasında çıkan isim yine Falcao oldu. Rakibini bilek hareketleri ile şaşırttı ve harika bir vuruşla skoru 2-0’a getirdi. Bu Falcao’nun aynı zamanda 29. Avrupa Ligi maçında attığı 29. gol oluyordu. İlk devre bu şekilde bitti.

İkinci devreye El-Loco, Ituraspe yerine daha iyi top kullanan İ.Perez’i, sol tarafada  Aurtenetxe yerine daha ofansif bir oyuncu olan İbai Gomez’i aldı. Bilbao sahada beklenen etkiyi yinede gösteremeyince, Bielsa 63’de oyuna Ander yerine Toquero’yu aldı. Bundan sonra Madrid geri çekildi ve rakibinin gelmesini bekledi. Bu süreçte Bilbao bir çok fırsat yakalasa da sonuca gidemedi. Simeone ise bir dönem Arjantin milli takımından hocası olan Bielsa’ya karşı kadrosunu bozmadı. Sonuçta ciddi anlamda bir tehlike yoktu ve sahadaki bütün oyuncular maksimum performans sergiliyorlardı. Dakikalar ilerler ve Bilbao baskısını arttırırken Atletico Madrid en iyi yaptığı işlerden biri olan kontra atakta Diego’nun bireysel çabaları ile skoru 85’de 3-0’a getirdi ve maçın sonucunu belirledi.




Atletico Madrid 1 senelik aranın ardından yep yeni yüzü ile tekrardan kupayı kazanmayı başardı ve Beşiktaş tekrardan şampiyon olan takıma elenmiş oldu. Arda Turanda ilk sezonunda bir Avrupa kupası ile tanışmış oldu.

2009/2010 Final Kadrosu

De Gea (Manu) – Ujfalusi (Galatasaray) – Perea – Dominguez – Lopez - Paulo – Raul Garcia (Osasuna) – Simao (Beşiktaş) – Reyes (FC Sevilla) – Forlan (İnter) – Aguero (M.City)

2011/2012 Final Kadrosu

Courtois – Godin – Miranda - Filipe – Juanfran – Gabi -  Mario Suarez – Arda – Adrian – Diego - Falcao






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder