Bugünlerde ciddi
anlamda Beşiktaş üyelik yapısının gözden geçirildiği bir dönemi yaşıyoruz. Mevcut
yapının aksadığı, hatta işlevsiz hale geldiği gerçeği net bir şekilde
görülüyor. Tam da bu sırada imdadımıza yeni yönetimimiz yetişti. Mevcut yapıyı değiştirmek,
tekrardan kulübe faydalı bir yapıyı sağlamak için gerekli çalışmaları başlatma
gayretlerini heyecanla takip ediyorum.
Bu süreçte
önemli olan öncelikle sorunların,aksayan noktaların tespiti olmalıdır. Üye
yapımızı incelediğimizde 22.000’den fazla üye’ye sahibiz. Tablo diğer İstanbul
takımlarında da farklı değil. Galatasaray’da bu rakam 8.750, Fenerbahçe’de ise
net rakamlar bilinmezken Mayıs ayındaki seçimlerde 12.000 kişi’nin oy kullanma
hakkı olduğunu biliyoruz. Bu rakam milyonlarca taraftarı olan, şehir takımından
çok, ülke takımı olmayı başarmış takımlar için inanılmaz derecede az bir
sayıdır.
Daha
netleştirmek adına örnek vermek istiyorum. Mesela Bundesliga’daki bazı rakamlar
şu şekilde; (03.2011)
1. FC Bayern München 156.757
2. Schalke 04 87.000
3. Hamburger SV
68.000
4. 1.FC Köln 51.500
5. VfB
Stuttgart 46.800
6. Borussia
Mönchengladbach 43.299
7. Werder Bremen
39.000
8. Borussia Dortmund
37.600
Çok açık ve net bir şekilde görüldüğü üzere rakamlar
bizimkilerin çok üstünde. Oysa bu takımların çoğu gücünü sadece kendi
şehirlerinden alıyor. Taraftar kitlesi olarak bizim takımlarımızdan rakamsal
anlamda çok gerideler. Bu kadar fark olmasında, aradaki yaşam standart farkı
gibi faktörler akla gelebilir. Ama daha detaylı bir şekilde incelendiğinde ortaya
çıkan tablo çok daha önemli. Örnek vermek gerekirse Bayern kulübüne üye olmak
için bir seferlik alınan ücret sadece 3€. Bu rakam Schalke’de 5€. Diğerlerinde
de durum farklı değil.

Peki Türkiyede durum nasıl? Kulübün üyesi olmak isteyen
bir Beşiktaşlı’nın ödemesi gereken miktar 2000TL, bir Galatasaraylı ya da
Fenerbahçeli’nin 10.000TL, Trabzonlu’nun ise 500TL. İndirimli üyeliklerde bile
en ucuz rakam 1000TL. Görüldüğü üzere rakamlar ülke şartları göz önüne
alındığında, üye olmak sadece maddi durumu güçlü kesime hitap ediyor. Beşiktaş
özelinde değerlendirirsek mottosu ‘Halkın Takımı’ olan bir taraftar yapısına
oldukça ters bir durum söz konusu.
Senelik aidatları incelediğimizde ise durum biraz daha
farklı. Mesela Bayern’in yaş kategorilerıne göre bir uygulaması var. 18
yaşından küçükler ve emekliler 30€ öderken, 25 yaşını doldurmamış olanlar 40€,
diğer üyeler ise 60€ ödüyor. Schalke’de ise 5 farklı yaş kategorisine ayrılmış.
0-6 yaş senelik 3€,7-17 yaş senelik 12€, 18-29 yaş senelik 25€, 30-60 yaş senelik
50€, 61 ve üstü 35€ şeklinde. 1.FC Köln’ü incelediğimizde ise yetişkinler 92€,
12-17 yaş arası 42€, öğrenci,emekli ve engelliler için ise 46€.
Peki aidatlarda durum ne? Beşiktaş’ın senelik 50 TL.
Rakipleri Galatasaray’ın 100,Fenerbahçe’in 50 ve Trabzonspor’un ise 60TL.
Burada ortaya çıkan rakamlar ise karşılaştırıldığında biraz düşük kalıyor.
Aradaki bir başka fark ise üyeliklerin getirisi. Mesela
bir Köln takımının üyesi kombinede indirim, maçlarda biletlere öncelikli sahip
olma, storelardan yaptığı alış-verişlerde %10 indirim, alış-veriş katalogları
(storelarda satılan ürünler) ve kulüp dergilerine ücretsiz sahip olma,
stadyumdaki restorantlarda indirim gibi haklara sahip. Diğer kulüplerde de
benzer örnekler göze çarpıyor. Maç biletlerini daha ucuza alma, her yeni üye’ye
üzerinde ismi yazılı olan taraftar atkısı vs. Bizde ise üye olmanın kulübe
bağlılık dışında hiç bir cazibesi yok.
Bir başka ilgi çekici nokta ise üyeliklerin bazı
kulüplerde ayrıştırılması. Kulüpler mevcut tesislerini kullanmak isteyen
üyelerine bu imkanı tanıyor. Aynı bir spor işletmesi gibi basket
salonunu,atletizm salonunu değerlendiriyor. Buradan aldığı ekstra gelirlerle
bütçesini güçlendiriyor. Benzer bir uygulamayı yapmak için tesis sahibi olmak
gerekemez aslında. Beşiktaş gibi büyük bir marka ile çalışmak isteyecek bir çok
spor tesisi bulunabilir. Mesela her hangi bir Fitness Salon zinciri ile anlaşma
sağlanabilir ve üyelere ayrıcalık tanınabilir.
Bu veriler ışığında bir değerlendirme yaptığımızda yeni
üyelerden bir seferlik alınan 2000TL’nin ciddi anlamda ülke standartlarına
çekilmesi (bana göre 150-200TL) ve 100.000 üye’ye ulaşmanın yolları
hedeflenmelidir. Oy kullanma hakkı içinde yeni bir düzenleme yapılabilir.
Aidatlarda ise artış kaçınılmazdır ama bunu yukarda vermiş olduğum örneklerle
cazip hale getirmekte şarttır. Basit bir hesapla 100.000 kişiden alınan 250TL
ile elde edilecek senelik 25.000.000TL, 20.000 kişiden alınacak 1.000.000TL ile
kıyaslanamayacak kadar değerlidir. Mevcut sistemle bir fayda sağlanmayacağı çok
açık ve net. Ciddi anlamda bir düzeltme yapılmazsa, rakamı buralara taşımak
zor.
Üyelere kredi imkanı tanımakta önemli bir ayrıntı. Malum
ülkemizde kredi kartı kullanımı oldukça yüksek ve insanlar tüketimlerinin
çoğunu kredi kartları ile yapıyorlar. Şu an 2-4 taksit yapılıyor ama bunu en
azından 6-8 taksit ile kolaylaştırmak
mümkün olmalı. Aidatlar arttığında da aynı uygulama orda da geçerli olmalı.
Son olarak her
anlamı ile dünya futbolunun model takımı olması gereken FC Barcelona’ya
bakalım. 1953 yılında 27.000 üye’ye sahipken, 2010 yılında yapılan seçimde oy
kullanan kişi sayısı 118.665’di. Barcelona’ya üye olmanın bedeli 124,50€.