İlk maç son
dakikada gelen golle 2-1 kazanılmış olsa da Bayern’i deplasmanda oldukça zor
bir maç bekliyordu. Mesut’un attığı gol işi bozmuştu. O yüzden herkes gayet
temkinliydi. Sonuçta iç sahada sadece Barcelona’ya yenilmişlerdi ve çok yüksek
bir gol ortalaması ile oynuyorlardı.
Real Madrid tam
da beklendiği gibi başladı maça. Baskıyı her zaman olduğu çok çabuk kurup
golleri buldu. Dakika 6’yı gösterdiğinde hakem Kassai bana göre haksız bir
şekilde penaltı noktasını gösteriyordu. Topun başına geçen Ronaldo şık bir
vuruş ile skoru 1-0’a getirdi. Henüz erken gelen golün şokunu atlatamayan
Bayern, Robben ile çok net bir pozisyondan yararlanamadı. Kısa süre sonra
14.dakikada Mesut’un ara pasında kaleci ile baş başa kalan Ronaldo şık bir
plase ile skoru 2-0’a getiriyordu. Tekrarında, görülmesi zor olsa da pozisyon
ofsayttı.
Bu erken gelen
gollerin ardından Real Madrid frene bastı ve Bayern oyununu oynamaya başladı.
Üst üste pozisyonlar girmeye başladı. Robben’in ve Gomez’in girdiği
pozisyonlardan yararlanamayan Bayern, dakika 27’yi gösterdiğinde sağdan gelen
ortada Gomez yerde kalınca, Kassai ikinci kez penaltı noktasını gösterdi. Topun
başına Dortmund maçında penaltıyı kaçıran Robben geçti. İyi bir vuruş yaparak
maçı 2-1’e getirdi. Maçtan sonra yaptığı açıklamada da Casillas’ı yeterince
tanıdığını dile getiriyordu.
Heynckes’in
maçtan sonra söylediği gibi Bayernde ilk yarı duygu ve ruh vardı ama Bayern çok
dengesizce oynuyordu. İleri çıktıklarında geride dengesizce yakalanıyorlardı.
İkinci yarıdaki en büyük fark bu oldu. Bayern daha kontrollü oynamaya başladı.
Alaba ileri hamle yaptığında Schweinsteiger yada Gustavo hemen onun yerini
kapatmaya geliyordu. Kontrollü oyunları sayesinde oyuna daha hakim oldular.
Zaman zaman Real arada bir tehlikeli pozisyonlar yakalasa da, genel anlamda
oyun Bayern’in kontrolü altındaydı.
Defansta
Badstuber 77.dakikada kenara yakın noktada Benzema’yı kaçırması dışında hatasız
bir oyun sergiledi. Boateng ise her zaman oynadığı oyunundan çok daha
başarılıydı. Bekler Alaba ve Lahm öncelikli olarak defansif oyuna konsantre
olmuşlardı. Lahm yine ortalamasına yakın pas rakamları yakaladı. (%88).
Orta alanda ise Schweinsteiger, Kroos ve Gustavo inanılmaz bir mücadele verdiler. Yeri geldi hücuma çıktılar, yeri geldi stoperlerin boşluklarını doldurdular. Hatalı çıkışlarda dahi bütünlüğü bozmadılar ve hemen birbirlerinin açıklarını kapattılar.
Kanatlarda ise
dersine iyi çalışmış Marcelo, Robben’e nerdeyse hiç fırsat tanımadı. Ondan
görmeye alışkın olduğumuz, dışa doğru hamle yapıp uzaktan çektiği şutları
göremedik. Diğer tarafta ise Ribery, Arbeloa karşısında ciddi anlamda zorlandı.
Maç öncesi Ribery’nin başarılı performans göstermesi bekleniyordu.
Beklentilerin altında kaldı ve oyundan iyice düşmeye başlayınca 4-3-3’ü
bozmamak isteyen Heynckes oyuna Müller’i aldı. Bu sayede Robben, Marcelo’dan
kurtulup sola geçecek, Müller’de sağ tarafta oynayacaktı. Kurt hoca’nın bu
hamlesi hemen meyvesini verdi ve soldan gelen Alaba’nın pasını, Robben doğrudan
Gomez’e yolladı. Malesef Gomez topu ayağına dolayınca golü atamadı. Real’de de
Ribery’ye benzer performans gösteren Di Maria yerini Kaka’ya bıraktı. İki
takımda temkinli oynamaya devam edince, 90 dakika bu şekilde bitti.
Uzatmalarda ise
ibre Real’e dönmeye başladı. Mourinho oyuna Higuain ve Granero’yu aldı. Kaka bu
sayede ortaya geçti ama değişen pek birşey olmadı. Uzatmalarda Gustavo çok
önceden görmesi gereken sarı’yı gördü ve finalde cezalı duruma düştü. Aynı
şekilde Real kontraya çıkarken faul yapan milli stoper Badstuber’de finalde
forma giyemeyecekti.
Son 10 dakika ise tam anlamı ile Real’in kontrolünde
geçti ama sonuca gidecek pozisyonları yakalayamadılar. Bayern takım halinde iyi
savunma yaptı ve 120 dakika bitti. Sonucu penaltı atışları belirleyecekti **.
Kaiser’in de dediği gibi penaltı atmanın yada tutmanın
şans işi olduğuna inanmayanlardanım. Düzenli bir şekilde çalışınca,
geliştirilebilir olduğunu düşünürüm. Burda başka birşeye değinmek istiyorum. Bayern’in bu sezon yaptığı en doğru hamle
Neuer transferi olmuştur. Schalke’den olaylı bir şekilde gelmiş, taraftarlar en
başından beri istememiş hatta Bayern tarihinde görülmemiş bir tepki
vermişlerdir. KOAN NEUER!*. Neuer buna rağmen bütün sezon mükemmel bir
performans sergilemiş, 49 maçın 21 tanesinde gol yememiştir. Burada Van Gaal
ile geçen sezon kaleci transferi konusunda ciddi anlamda papaz olan Hoennes’i
tekrar tebrik etmek gerekir. Bugün Bayern finalde ise Neuer’in payı büyük.
Neuer, sen misafirsin ve misafir kalacaksın!
Penaltı
atıcıları belirlenirken Robben atmak istemedi. Bazen büyük futbolcu olmak,
gerektiği yerde geride durmayı gerektirir. Tam tersi örneğini Ronaldo’da
gördük. Maç sonrası Neuer çok önemli birşeyden bahsetti. ‘Normalde Ronaldo
devamlı sağ alt köşeye vuruyor, maç içinde ters köşeye vurdu. Bu sefer oraya
atacağını tahmin ettim ve tuttum.’ İşte böyle ince detaylar belirliyor kritik
maçların neticesini. Hatta daha pekiştirmek adına Schweinsteiger ile devam
edelim ‘ Daha önce oynadığımız hazırlık turnuvasında sağa vurmuştum,
hatırlıyordur diye düşündüm ve sola vurdum, gol oldu.’
Sonuçta Bayern
turu atladı ve 19 Mayıs’ta kendi evinde en büyük olma adına Chelsea ile
karşılacak. Bayern motive, Bayern istekli bakalım finalde ne olacak.
* Hikaye çok
eskiye dayanıyor. Sene 2001 Bayern ile Schalke şampiyonluk yarışında son
haftaya kadar başa baş gitmektedir. Bayern 62 Schalke ise 59 puandadır.
Averjada üstünlük Schalke’ye aittir. Schalke maçı kazanır ama Bayern için işler
kötü gitmektedir. Hamburg karşısında 1-0 yenik durumdadır. Dakika 90’da gelen
gol ile Bayern beraberliği yakalayarak şampiyon olur ve Titan lakaplı Oliver
Kahn sevincini korner köşesindeki bayrağı sökerek, yerde göz yaşları içinde
sevincini kutlar. Seneler 2009’u gösterdiğinde Schalke ile Bayern kupa
finalinde karşılaşırlar. Maçı Halil Altıntop’un golüyle 1-0 Schalke kazanır.
Kahn’ın sevincinin aynısını bu sefer Neuer yapar. Dolayısı ile sene başında
yapılan bu transfere taraftar tepkilidir ve Kein (Koan= Bavyera lehçesi) Neuer
yani Neuer’i istemiyoruz diye tepkisini koyar. Bayern taraftarının tavrı eskisi
kadar sert olmasa da hala aynı.
*** Şampiyonlar Liginde ilk defa ev sahibi bir takım, kendi stadında final maçı oynayacak.
Turnuva takımı kesinlikle.
YanıtlaSil